Ocak 2020’den bu yana, Çin, koronavirüs ile mücadelesini sürdürüyor. Aynı zamanda, insanlık için ortak bir gelecek oluşturmaya yönelik önemli taahhüdünü yerine getirmeye çalışıyor, uluslararası toplum ile aktif iş birliği yapıyor ve onlara elinden geldiğince yardım ve destek vermeye çabalıyor.

2 Ocak tarihinde, virüsün gen dizisi tespit edildikten hemen sonra Dünya Sağlık Örgütü bu konuda bilgilendirildi. O günden bugüne kadar, Çin, salgınla mücadelesindeki bütün gelişmeleri, deneyimleri ve edindiği sonuçları vakit kaybetmeden, hiç sır saklamadan dünya ile paylaşmaya devam ediyor.

Şubat ayında, Çin, bu özel durum karşısında, DSÖ uzmanlarını Çin’e davet etti. Uzmanlara, Wuhan ve çevre şehirlerdeki salgınla mücadele çalışmaları ve edinilen deneyimler hakkında yerinde inceleme fırsatı sağladı.

Mart ayında, Çin salgını kontrol altına almayı başardıktan sonra, dış yardım ağını genişletti. İlk olarak, DSÖ’ye salgınla mücadele adına 20 milyon dolar bağışlandı; Çinli sağlık uzmanları İtalya, İran, Irak, Sırbistan, Pakistan gibi ülkelere gönderilerek, yerel uzmanlar ile tedavi ve yoğun bakım çalışmalarına katıldı. Ayrıca, 120’yi aşkın ülke ve 4 uluslararası kuruluşa medikal malzeme yardımında bulunuldu; Çinli tıp uzmanları Türkiye’de dahil olmak üzere 100’den fazla ülkeye ve ASEAN, AB, Afrika Birliği, Shanghai İşbilriği Örgütü gibi uluslararası kuruluşlar ile video konferans düzenleyerek, salgının özellikleri, kontrol ve tedavi yöntemleri, klinik teşhis, tedavi ve hastanın takip edilmesi gibi konulardaki deneyimlerini paylaştı; yedinci versiyonu hazırlanan teşhis ve tedavi kılavuzu ile altıncı versiyonu hazırlanan kontrol kılavuzlarını tercüme edilip, tüm dünyanın bilgisine sunuldu; DSÖ ve uluslararası camia ile Çin’de olumlu sonuç almış tüm tecrübeler paylaşıldı; şu an Çin’deki çok sayıdaki yerel hükümet ve sivil toplum kuruluşları, ilgili ülkelere maddi yardımda bulunmaya devam ediyor.

Çin, salgınla mücadelesinin en yoğun döneminde, uluslararası camiadan çok fazla yardım ve destek gördü. Türk Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’yi arayarak taziyelerini ve destek mesajlarını iletmişti. Türk hükümeti “Koca Yusuf” uçağı ile Wuhan’daki vatandaşlarını tahliye ederken, Çin’e de çok sayıda medikal malzeme göndermişti. Türk şirketleri de Çin’e medikal malzeme bağışında bulunmuştu. Şu an, Türk dostlarımın içten destek mesajları halen telefonumda duruyor.

Türk halkının salgınla mücadelesinde, Çin olarak yanınızdayız. Çinli uzmanlar, Türk mevkidaşları ile deneyimlerini paylaşmaya devam ediyor. Çin’de üretilen hızlı test kitleri ve kullanılan ilaçlar Türkiye genelindeki hastanelerde kullanılıyor. ICBC, Bank of China, Huawei gibi Türkiye’de iş yapan Çin sermayeli şirketler, Türkiye’ye maddi yardımlar sağlamaya devam ediyor. Çin’deki yerel hükümetler Türk kardeşlerine yardım gönderiyor, Türkiye’de bulunan Çin menşeili derneklere maddi bağış yapılıyor. Bunlar, iki dostun kara günde de birlikte olduğunu gözler önüne seriyor.

Farklı coğrafyalarda olmamıza rağmen aynı gökyüzünü paylaşıyoruz. Farklı dili kullanıyoruz ama hepimiz insanız. Küreselleşmenin derinleştiği bugünlerde, ülkelerin kaderlerinin birbirine sıkıca bağlı durumda olduğunu görüyoruz. Eğer tüm dünya halkı olarak, el ele, ortak kader birliğimizi inşa edebilirsek, işte o zaman dünya bize en güzel yuva olur. Ben, Çin İstanbul Başkonsolosu olarak, iki halkın ortak çabasıyla, salgının kısa sürede üstesinden gelip, mutlu ve güzel günlerime devam edeceğimize inanıyorum.

(https://www.milliyet.com.tr/dunya/cin-istanbul-baskonsolosu-milliyete-yazdi-cin-her-daim-dunyanin-yaninda-4-6181511)