Anasayfa   Başkonsolosluk Hakkında   Çin-Türk İlişkileri   Konsolosluk Hizmetleri   Ekonomik-Ticari İlişkiler   Çin Hakkında   Başkonsolosluğun Sorumlu Bölgeleriyle İlgili   İstanbul'a Gelmek İçin Bilmek Gerekenler 
   Ana Sayfa > Haberler
 
Başkonsolos Wei Xiaodong: Rakamlar, Çin ekonomisinin dayanıklılığını ve canlılığını gösteriyor
2023-08-25 23:31

Geçtiğimiz Haziran ayında, Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu olarak göreve başladım. Haziran ayından bu yana, Türkiye’nin siyaset ve iş dünyasından birçok kişiyle bir araya geldim ve konsolosluk bölgesindeki her kesiminden kişiler ile yoğun temas ve fikir alışverişinde bulundum. Bu süreçte Türkiye ekonomisi hakkında detaylı bilgi edindim. Aynı zamanda görüştüğüm herkesin Çin’in ekonomik kalkınmasına büyük ilgi gösterdiğini ve Çin ile Türkiye’nin gelecekteki ikili iş birlikleri konusunda büyük beklentiye sahip olduklarını bizzat deneyimledim. Birkaç gün önce, Çin Ulusal İstatistik Bürosu 2023 yılının ilk yarısına ait ekonomik verileri açıkladı. Bu vesileyle, sizlere Çin’in ekonomik durumu hakkında bilgi vermek istiyorum. Sonuçta rakamlar ortada, bu veriler sorularınıza en iyi cevap olabilir.

İlk olarak genel tabloya bakalım. Çin’in gayri safi yurtiçi hasılası (GSYİH) yılın ilk yarısına oranla %5,5 artışla 59 trilyon 303 milyar RMB’yi geçti ve bu, Çin ekonomisinin dayanıklılığı ve canlılığını tam anlamıyla gözler önüne seriyor. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık bazda %0,7 arttı. Şehirlerdeki işsizlik oranı ilk çeyreğe göre 0,2 puanlık bir düşüşle %5,3 olarak gerçekleşti. Kişi başına düşen milli gelir yıllık %6,5’lik nominal bir artışla 19.672 RMB’ye yükseldi. Talep açısından bakıldığında, ekonomik büyüme geçen yıl yatırım ve ihracata dayalı büyümeden tüketim ve yatırım odaklı büyümeye dönüştü. Üretim açısından bakıldığında ise, ekonomik büyüme geçen yıl sanayi ağırlıklı iken bu yıl hem hizmet sektörü hem de sanayinin ortaklaşa sürdürdüğü bir büyüme olarak gerçekleşti.

İkinci olarak, yapısal açıdan bakalım. Çin’in ekonomik büyümenin ivmesi her geçen gün gelişiyor. Bu yıl, yerli üretim büyük yolcu uçağı C919’un ilk ticari uçuşu gerçekleşti, dünyanın ilk 16 MW açık deniz rüzgar türbini şebekeye başarıyla bağlanarak elektrik üretmeye başladı ve yılın ilk yarısında yüksek teknoloji endüstrisine yapılan yatırımlar geçen yıla göre %12,5 arttı. Yeşil dönüşüm sonuçlarını göstermeye başladı. Yeni enerji araçları, güneş pilleri ve şarj istasyonları gibi yeni enerji ürünlerinin üretimleri sırasıyla %35, %54,5 ve %53,1 oranında; lityum iyon piller, güneş pilleri ve elektrikli otomobil gibi ürünlerin ihracatı ise %61,6 arttı. Bunlara ek olarak, Çin'in ticaret yapısı da optimize ediliyor. İlk yarıda, Çin’in toplam ithalat ve ihracat değeri önceki yılın aynı dönemine göre %2,1 artışla 20,1 trilyon RMB’ye ulaştı. Ayrıca, katma değeri daha yüksek olan genel ticaret ithalat ve ihracat oranı geçen yıla göre 1,2 puan artarak %65,5’e yükselirken, Kuşak Yol güzergahı üzerindeki ülkeler ile yapılan ithalat ve ihracat %9,8 oranında arttı. Çin pazarı geçmişe göre daha açık hale geldi, bunun akabinde ticaret ortamı sürekli iyileşmeye, ithalat, ihracat ve dış ticaret ivme kazanmaya ayrıca yeni kalkınma fırsatlarına yer vermeye devam etmektedir.

Şimdi de, uzun vadeli bir perspektiften bakalım. 100 trilyon RMB’nin üzerindeki gayri safi yurtiçi hasılası (GSYİH) ile dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’in küresel ekonomik büyümeye katkısı yıllardır %30 civarında seyretmekte ve Çin dünyada en büyük “ekonomik motor” rolünü üstlenmektedir. Çin, 2023 yılı için GSYİH büyüme hedefini yaklaşık %5 olarak belirleyerek, yüksek kaliteli kalkınmanın istikrar ve güvenini ortaya koymaktadır. İkinci çeyrekten bu yana, birçok uluslararası kuruluş Çin’in ekonomik büyüme beklentisini artırdı ve bu durum uluslararası toplumun Çin ekonomisinin büyüme potansiyeline olan güvenini ortaya koymaktadır. Dünya Bankası’nın en son yayınladığı “Çin Ekonomisi Özet Raporu”na göre, 2023 yılında Çin’in ekonomik büyüme hızının %5,6 olması beklenmekte olup, bu durum küresel ekonomiye olumlu bir etki yaratacaktır.

Son olarak, küresel bir bakış açısıyla bakalım. Günümüz dünyasında jeopolitik gerilimler artmaya, küresel enflasyon yüksek seviyelerde seyretmeye devam ediyor. Birçok ülkenin merkez bankası para politikası sıkılaşma yönünde ilerleme karar aldı. Ayrıca büyük ekonomilerinin makroekonomik eğilimleri de birbirinden farklı hale geldi. Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre, önümüzdeki beş yıl boyunca küresel ekonomik büyüme yaklaşık %3 civarında gerçekleşecek ve bu son 30 yılın en düşük seviyelerinden biri olarak öngörülmektedir. Çin ekonomisinin istikrarlı bir şekilde toparlanması tesadüf veya şans eseri değildir. Çin hükümetinin ve tüm Çin halkının sıkı çalışma ve çabalarının sonucudur. Bunun yanı sıra çok taraflı iş birliği ve karşılıklı kazan kazan temeline dayanmaktadır. Bu başarı sadece Çin halkını sevindirmekle kalmayıp, aynı zamanda tüm dünya ülkelerine güven aşılamaktadır. 

Arkadaşlara tavsiyeler
       Yazdir