Anasayfa   Başkonsolosluk Hakkında   Çin-Türk İlişkileri   Konsolosluk Hizmetleri   Ekonomik-Ticari İlişkiler   Çin Hakkında   Başkonsolosluğun Sorumlu Bölgeleriyle İlgili   İstanbul'a Gelmek İçin Bilmek Gerekenler 
   Ana Sayfa > Haberler
 
Başkonsolos Cui Wei'nin İstanbul Kent Üniversitesi Uluslararası Türkiye-Çin İlişkileri Çalıştayındaki Konuşması
2021-11-12 21:32

Değerli Hocalar günaydın!

Bugün, sizler ile Çin-Türkiye işbirliğini ele almaktan büyük mutluluk duyduğumu belirtmeliyim. Her biriniz uzun zamandır Çin hakkında araştırmalar yapıyor ve iki ülkenin dostluğuna yakinen destek veriyorsunuz. Bu vesileyle, Çin Halk Cumhuriyeti’ne olan yoğun ilginizden dolayı, sizlere tek tek teşekkür etmek isterim.

2021 yılı Çin için son derece olağanüstü bir yıl oldu. Bu yıl, Çin Komünist Partisi’nin kuruluşunun 100. yıldönümünü kutladık.

100 yıl içinde, bağımsız bir devlet kurduk ve güçlü bir devlet inşa ettik. 100 yıl önceki Çin, bölünmüş haliyle, dış güçlerin zorbalığıyla son derece zayıf bir haldeydi. Bugünkü Çin ise, dayanışma ve birlik içinde bağımsız ve egemen bir devlet olmanın yanı sıra, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi, en büyük sanayi ve ticaret ülkesi ayrıca en yüksek döviz rezervli ülkesidir. Dünya ekonomisinde büyümeye yaptığımız katkı %30 düzeyindedir. Son iki yılda Çin, insanlı uzay yolculuğu, ay keşif projesi, kuantum telekomünikasyon, uydu navigasyonu, süper bilgisayar, derin deniz dalgıcı gibi önemli simgesel bilim ve teknoloji başarılarına imza attı.

100 yıl içinde, Çin halkını her geçen gün daha zengin ve daha mutlu kıldık. 100 yıl önceki Çin’de yaşanan savaşlar ve karmaşadan dolayı halkın yaşamı son derece perişan bir haldeydi, 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilk yıllarında, kişi başına düşen milli gelir 100 dolardan daha azdı. Bugünkü Çin’de ise, kişi başına düşen milli gelir 10 bin doları aşmış durumda ve Çin halkının yaşam standartları önemli ölçüde iyileşti. Çin’de orta gelirli nüfus 400 milyonu aşmış, mevcut standartlara göre 100 milyona yakın insan tamamen fakirlikten kurtarılmış, mutlak yoksulluk tamamen ortadan kaldırılmıştır. Halkımızın kazancı, mutluluğu ve güveni gitgide artmaktadır.

Bu yılın Temmuz ayında, ÇKP Merkez Komitesi Genel Sekreteri ve Devlet Başkanımız Xi Jinping, ilk yüzyıllık hedefimizi gerçekleştirdiğimizi açıkladı, yani ÇKP’nin kuruluşunun 100. yıldönümünde, orta halli müreffeh toplumun kapsamlı bir şekilde inşa edildiği duyuruldu. Şu an ikinci yüzyıllık hedefe doğru ilerliyoruz, yani Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yıldönümünde kapsamlı bir şekilde modern ve güçlü bir sosyalist ülke inşa edeceğiz. Dün perdeleri yeni kapanan ÇKP 19. Merkez Komitesi 6. Genel Kurulu’nda ÇKP’nin yüzyıllık çalışmalarında edinilen önemli başarılar ve tecrübeler ele alınarak, gelecekte nasıl bir çalışma ile başarılara ulaşmaya devam edebileceğimizi anlamamıza neden oldu. Başkan Xi’nin esas olduğu ÇKP Merkez Komitesi’nin güçlü liderliğinde, bütün parti üyeleri ve ülkemizdeki farklı etnik gruplardan halkımızın azimli çabalarıyla, ikinci yüzyıllık hedefimizi mutlaka zamanında gerçekleştireceğimize tüm kalbimizle inanıyoruz.

ÇKP, hem Çin halkının mutluluğu, hem de insanoğlunun ilerleyişi için çalışıyor.

İçinde bulunduğumuz dünya, yüzyıl boyunca yaşanmamış büyük değişikliklerden geçiriyor ve COVID-19 salgını ile birbirini etkiliyor. Yeni çalkantı ve değişikliklere karşı, ÇKP çok taraflılığı ısrarla yürütüyor, insanlığın kader birliğinin inşa edilmesini kararlılıkla hızlandırıyor. Kısa zaman önce, Devlet Başkanımız Xi Jinping, Çin Halk Cumhuriyeti’nin BM’deki meşru koltuğuna yeniden kavuşmasının 50. yıldönümü anma toplantısında, G20 Zirvesi ve COP26 Zirvesi’nde art arda önemli konuşmalar yaparak, Çin’in her zaman dünya barışının inşacısı, küresel kalkınmanın katkı sağlayıcısı ve uluslararası düzenin savunucusu olacağının altını çizdi; çok taraflılığın gelişmesi, küresel yönetişim sistemi, salgın ve iklim değişiklikleri ile ilgili konularda Çin tarafının önerilerini sıraladı. Başkan Xi konuşmalarında, çatışmayı bırakıp işbirliği kurma, kapanmayı bırakıp dışa açılma, sıfır toplamlı oyunları bırakıp karşılıklı yarar ve ortak kazanca yönelme çağrısını yineledi, ayrıca ülkelerin hegemonya ve siyasi zorbalık, tek tarafılık ve korumacılık konusunda her türlüsüne karşı çıkılmasına çağrıda bulundu.

Türkiye de, uzun zamandır çok taraflılığın gelişmesini hızlandırmaya çabalıyor, çeşitli uluslararası ve bölgesel meselelerde Çin tarafıyla aynı veya benzer tutumda bulunuyor. İki ülkenin de çok taraflılık alanındaki işbirlikleri geniş perspektife ve önemli anlama sahiptir.

Bütün insanlık için, farklı ama barış ve uyum içinde olan uluslararası ortamı aktif bir şekilde teşvik etmeliyiz. Çeşitlilik, insanoğluna ait uygarlığın ve güzelliğinin beşiği, dünyanın gelişimi için can ve güç kaynağıdır. Yaşadığımız dünya çok değişkenli olmalı, medeniyetler çeşitli olmalı, ülkeler birbiriyle eşit olmalıdır. Herhangi bir medeniyet veya sistem diğerinden üstün olamaz, medeniyetler arasındaki çatışma kasıtlı olarak çıkarılamaz. Asya’nın doğu ve batı ucundaki eski iki medeniyet olarak, Çin, Türkiye ile sisteme ve güzergaha karşılıklı saygı göstermeyi, diğer ülkelerle eşitlik içinde diyalog kurmayı, birbirinden öğrenmeyi ve çok medeniyetli bir güzel dünyayı inşa etmeyi arzu ediyor.

Bütün insanlık için, dayanışma içinde omuz omuza bir dünya inşa etmeye çalışmalıyız. Gerek terör ve radikalizmle mücadele, gerekse COVID-19 salgını ve iklim değişikliğiyle mücadele olsun, herhangi bir ülke veya millet de kendi kendini koruyamaz. Bu dünya bütün insanlığa ait, ülkeler de kader birliği anlayışını izleyerek güzel bir dünya inşa etmek için en büyük ortak böleni aramaya çalışmalıdır. Çin tarafı, Türk tarafıyla beraber, ortak müzakere, ortak inşa ve ortak paylaşım şeklindeki küresel yönetişim anlayışıyla, küresel yönetişim sisteminin reformunu ve tamamlanmasını hızlandırmayı, bütün insanlığa daha büyük yararlar getirmeyi arzu ediyor.

Bütün insanlık için, insan merkezli ve halka yarar getiren kalkınma modelini hızlandırmalıyız. Dünyada gelişmekte olan en büyük ülke olarak, kendi kalkınmamızı her zaman insanoğlunun kalkınması ile aynı koordinatlarda tutuyoruz. Çin, 2030 sürdürülebilir kalkınma gündemini gerçekleştirme hedefiyle küresel kalkınma çağrısında bulunuyor ve ülkelerin kalkınmayı öncelikte tutması, ülkeler ve bölgeler arasındaki dengesiz kalkınma sorununun çözülmesi konusunda çağrısını yineliyor. Çin ve Türkiye olarak ülkelerimizde yoksulluğu bitirme, salgınla mücadele, aşı, iklim değişikliğiyle mücadele, dijital ekonomi ve altyapı bağlantıları gibi alanlardaki işbirliklerini daha da pekiştirerek, daha güçlü, daha yeşil ve daha sağlıklı bir küresel kalkınmanın gerçekleşmesini hızlandırabiliriz.

Yukarıda bahsettiğimiz konularda aynı fikirde olan Çin ve Türkiye’nin işbirliği son derece sağlam bir şekilde ilerliyor. Kara İpek Yolu ve Deniz İpek Yolu’nun kesiştiği noktada bulunan Türkiye, Çin’in Kuşak Yol güzergahındaki doğal partneridir. Çin’in verilerine göre, bu yılın ilk 3 çeyreğinde, Çin-Türkiye ikili ticaret hacmi 24,49 milyar dolara ulaşarak %44 oranıyla büyüdü, Çin’in Türkiye’ye yaptığı finansal olmayan doğrudan yatırım %647 oranıyla arttı. Bu yıl içinde, Çin’in önde gelen akıllı cep telefonu markaları Xiaomi, OPPO, TECNO, TCL ve VIVO ile Çin’in en büyük beyaz eşya markası Haier gibi şirketler, İstanbul ve çevresinde fabrika açarak yerel üretime geçti, Türkiye’nin ilgili sektörlerine büyük istihdam yarattı ve Türk ekonomisinin gelişmesine önemli katkılarda bulunuyor. Kumport, ICBC gibi Kuşak Yol işbirliğimizin önemli projeleri de pürüzsüz bir şekilde ilerliyor ve somut işbirliğimize önemli pozitif enerji akışı sağlıyor.

Çin’de 1,4 milyar nüfus ve 400 milyondan fazla orta gelirli nüfus bulunuyor, yılda ithal edilen mal ve hizmet değeri 2,5 trilyon dolara ulaştı. Bu devasa pazar ile dünyaya daha fazla fırsat sağlamaya devam edeceğiz. Aynı zamanda, üst düzey dışa açılmayı kararlılıkla sürdüreceğiz ve yabancı yatırım erişiminin olumsuz etkisini daha da azaltacağız, telekomünikasyon ve tıp gibi hizmet sektörlerini genişletip, yeşil, düşük karbonlu ve dijital ekonomi gibi uluslararası işbirliklerinde yer alacağız. Bütün bunlar, Çin Türkiye işbirliğini derinleştirmemiz için ciddi fırsatlar yaratacaktır. İnanıyoruz ki, muhteşem tarih ve kültürü içinde barındıran ve ciddi kalkınma gücüne sahip olan Çin ve Türkiye mutlaka el ele ilerleyecek, yeni dönemde Kuşak Yol’un kaliteli gelişmesini hızlandıracak, somut işbirliklerimizi yeni seviyeye taşıyacaktır. Buradaki değerli uzmanların, Türkiye’nin her alanında olumlu etkiler yaparak, ikili işbirliği ilişkisinin gelişmesi için katkıda bulunmalarını temenni ederim.

Bugünkü çalıştayımızın başarıyla sonuçlanmasını diliyorum. Teşekkür ederim!

Arkadaşlara tavsiyeler
       Yazdir