Anasayfa   Başkonsolosluk Hakkında   Çin-Türk İlişkileri   Konsolosluk Hizmetleri   Ekonomik-Ticari İlişkiler   Çin Hakkında   Başkonsolosluğun Sorumlu Bölgeleriyle İlgili   İstanbul'a Gelmek İçin Bilmek Gerekenler 
   Ana Sayfa > Haberler
 
Çin Ekonomisinin Özgüveni
2020-04-17 15:58

COVID-19 salgınının dünya üzerindeki etkisi şüphesiz çok büyük. Dünyanın ikinci en büyük ekonomisi olan Çin, salgından ilk ve en fazla etkilenen ülke oldu, aynı zamanda salgını en erken kontrol altına alabilen, iş ve üretime kapsamlı bir şekilde yeniden başlayan ilk ülke olarak yer alıyor. Bana en çok sorulan soru şu: Salgının bu çalkantılı günlerinde, Çin ekonomisi nasıl ilerliyor? Çin ekonomisinin özgüveni keşfetmek ve anlamak, ekonomimizin ne kadar büyüyeceğini tahmin etmekten daha anlamlı olduğunu düşünüyorum.

Çin ekonomisinin, kendine özgüveni sağlayan temeller var. 2019 yılında Çin’in GSYİH 14,3 trilyon dolar civarında, kişi başına düşen GSYİH yaklaşık 10 bin dolar. Döviz rezervimiz 3,1 trilyon dolarla dünyanın en çok döviz rezervine sahip olan ülkeyiz. Bunun yanı sıra, Çin dünyada en kapsamlı endüstri sektörüne sahip ve yıllardır 220’dan fazla çeşit sanayii ürünlerin üretim kapasitesi dünyanın ilk sırada yer alıyor. Salgından en çok etkilenen Ocak ve Şubat aylarında, Çin’in sanayi üretim cirosu 1,6 trilyon doları aştı; tüketici emtia perakende satışı 742,86 milyar dolar; sabit varlık yatırım hacmi 471,43 milyar dolardı. Salgının etkili bir şekilde kontrol altına alındığı Mart ayının sonuna gelince, ülke çapında büyük ölçekli işletmelerde %90’dan fazla, KOBİ’lerde ise %71,7 oranında işe yeniden başladı. Şu an Çin, güçlü üretim kapasitesi ile dünyanın birçok ülkelere salgınla mücadele için gereken tıbbi malzemeler tedarik etmektedir.

Çin, kişisel tüketim gücü yüksek bir yurtiçi piyasaya sahip. 2019 yılında kişisel tüketim, ekonomik büyümeye %57,8 oranda katkı sağlandı. Geleneksel Çin Bahar Bayramından beri, salgınla mücadele gereği hükümetin çağrılarına uyarak uzun süredir evde kaldık. Nihayet 8 Nisan’da, Wuhan kentinin karantina kararının kaldırılması ile, çoğu Çinliler normal hayata döndü. İnsanlar özledikleri alışveriş yapmak, dışarda yemek gibi çeşitli sosyal hayat ve eğlencelere sabırsızlıkla başladılar. Salgın vatandaşlarımızın bu ihtiyaçlarını yok etmedi, sadece erteledi.

Salgının etkisi olmasa da, Çinliler online alışveriş yapmayı severler. Çin’in dünyada önde gelen internet ekonomisi salgın döneminde daha da gelişmişti. Online eğitim, uzaktan tıp hizmetleri, internet fuarcılık gibi bir çok yeni iş fırsatları ortaya çıktı. Şubat ayından bu yana Taobao’da (Alibaba e-ticaret platformdaki perakende kısmı) e-mağaza sayısı günde 30 bin artmaktadır. Online sağlık ve medikal endüstri %45 oranıyla, işlem sayısı ise %97,8 oranında arttı. Haziran ayında 127. Kanton Fuarı (Çin İthalat ve İhracat Fuarı) ilk kez internet üzerinde düzenlenecek. Türk dostlarının ilgilendiği 3. Çin Uluslararası İthalat Fuarı için da yakında online tanıtım yapılacaktır.

Çin’de ayrıca orta-batı bölgelerinin kentleşmelerinden kaynaklanan devasa altyapı yatırımları ile ilgili somut temel talepler var. Yaklaşık 100 milyon nüfusu kapsayan kentleşme ve zenginleştirme çalışmalarının hedefi, yalnızca Çin’in batı ve doğu bölgelerinin modernleşme farkı daraltmakla kalmayıp, “Xin Ji Jian” olarak hitap edilen çeşitli yeni altyapı projeler de hayata getirecektir. Çin’in reform ve dışa açılma politikası da böylece daha yüksek bir seviyeye taşınacaktır. Bu yıl Çin, “İki Yüzyıl”ın ilk yüz yıllık hedefine, yani kapsamlı müreffeh toplumu inşa etmeyi tamamlayacaktır.

Sistematik avantajlarımız ve yönetişim becerilerimiz küresel “salgın sınavı”nda göze çarpıyor. Dünya Sağlık Örgütüne salgın durumunun zamanında bildirilmesi; uluslararası işbirliği çağrısında bulunması; salgının yayılmasını durdurmak için kararlı önlemlerin alınması ve diğer ülkelere salgına karşı zaman kazandırması; KOBİ’ler, özel sektör ve imalatçılara 200 milyar dolarlık finansal destek sağlanması; işe ve üretime tekrar başlanması için gereken insan kaynakları, makine ve teçhizatlar, lojistik ve ulaşım imkanları, sosyal güvenlik ve vergi teşvikleri vb. çalışmalar, ilgili bakanlıkların eş güdümlü çabalar ve koordinasyonlarla gerçekleştirebildi.

Son olarak ve en önemlisi, Çin'in en büyük özgüveni, insanoğlu kader birliği anlayışına olan kararlılığıdır. Giderek daha fazla ülkelerin bu anlayışına destekleyip katılmaları bize özellikle güç verdi. Virüs ülke sınırları ve ırk ayrımı tanımıyor. Tüm ülkeler güçlerini birleşerek ancak virüsü yenebilirler. Bazı ülkeler ve politikacılar sorumluluklarını ve hatalarını gizlemek amacıyla genel durumu göz ardı ederek, yalanlar üretip ortaya koyarak Çin'i karalamaya kalkıyor ve dünyamızın salgınla mücadele için gereken karşılıklı yardımlarını bozuyor. Kısa süre önce Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile telefon görüşmesi yaparak, Çin halkının kahramanca çabaları sonucu salgını yendiğini ve dünyaya örnek teşkil ettiğini, ve Çin’in salgınla mücadele sürecinde tüm gücüyle dünyaya tıbbi malzeme sağlama çalışmaları dünyaya moral sağladığını ifade etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanının adil ve destekleyici konuşması Çin halkının Türkiye'ye övgü yağdırmasına neden olmuştur.

Çin ve Türkiye, geçmiş tarihinde çok acılar yaşamış çalkantılardan geçmiş azimli iki yüce millettir; insanoğluna katkıda bulunmuş, günümüzde de ulusal refah yolunda hızlı ilerleyen ve yeniden kalkınmayı başaran iki önemli gelişmekte olan ülkedir. Her iki ülke de dünyanın en çalışkan ve disiplinli halklarına sahiptir. Milletimiz, yurtsever duyguları, sosyal sorumlulukları ve yurttaşlık bilinçleri ile hükümetlerinin aldığı kararlara ve tedbirlere uyum sağladı ve bu tedbirlerin olumlu sonuçlarını getirmeyi başardılar. Türkiye'nin salgının gölgesinden olabildiğince çabuk çıkacağına içtenlikle inanıyoruz. Çin halkı, Türk halkı ile el ele zorluklarla başa çıkmaya ve daha güzel bir geleceğini paylaşmaya temenni etmektedir.

(https://www.dunya.com/ekonomi/salgin-gunlerinde-cin-ekonomisi-nasil-ilerliyor-haberi-467988)

 

Arkadaşlara tavsiyeler
       Yazdir